10 Mayıs 2009 Pazar

IHLARA VADİSİ RESİM SERGİSİ






IHLARA VADİSİ RESİM SERGİSİ

YAĞLI BOYA IHLARA VADİSİ RESİM SERGİSİ

30 Haziran 2009 Salı günü Saat 13.00 te 106.nci Ihlara Vadisi Yağlı Boya Resim Sergimin açılış kokyeline beklerim..

Saygılarımla

Ressam Şair Yazar

Bilal Geniş
=========================================

IHLARA VADİSİ SERGİSİ

23 Nisan 2009 Cumartesi saat 10.00 civarı, Ihlara vadisine gelmiştik. Yanımda Dr Nazım Şahbaz Hocam ve Okul arkadaşlarım Ziya şahbaz Mahmut vardı. Nazım hocamla Zİya bey bizi Ihlara vadisi giriş yerinde bulunan restorantın önüne bırakıp, Vadinin tam ortasında bulunan Belisırma köyünde bekleyeceklerini söyleyip gittiler. Mahmut'la ben kaldık ve merdivenlerden inmeye başladık.

Fotoğraf makinem elimde, merdivenleri iniyorum, ama gözlerim karşı kayalarda, bir anda kendi suratımı görüyorum ve
hemen deklanşöre basıyorum. Daha 8-10 merdiven inmeden, başka bir kayada karşı tarafta İlham Perisinin suratını görüyorum, bir kez daha basıyorum deklanşöre. Yaklaşık 25-30 tane yüz buluyorum merdiven üzerindeyken bile Ayaklarım yere basınca kendimi cennette hissettim. Muhteşem güzellik karşısında büyülendim, Derenin şırıltısı, kuşların cıvıltısı, asırlar önce duvarlara oyulmuş evler kiliseler, beni benden aldı, binlerce yıl öncesine götürdü. Sanki bu vadi benim için oluşmuş, menendiz çayının iki tarafında yükselen 150-200 metre yüksekliğinde 100 lerce resim buldum, insan suratları hayvan suratları ve daha neler neler buldum, ancak bunları tuvale çizdiğim zaman, bu şekilleri sizlerde göreceksiniz.

Yüreğim kütü küt atmaya başladı, anladım ki Sunturas köyünden sonra buraya da aşık olmuştum. Patika yolda yürürken hayaller kurmaya başladım, ilk önce burada bir sergi açmaya karar verdim, çektiğim fotoğraflardan hoşuma gidenleri yağlı boyaya ile tuvallere betimleyip, 40 - 50 tane resim yapıp muhteşem bir sergi açıp, sunturas gibi Ihlara vadisini de dünya ya tanıtmalıydım. Bu muhteşem yer Sanat dünyasına da girmeli, duvarları süslemel donyadaki kolleksiyonerlerin, kolleksiyonlarında bulunmalıydı. Belisırma köyüne varıncaya kadar Kanyonda bulunan kayalarda 465 fotoğraf çektim.

Beli sırma köyüne varıınca Nazım hocam ve ziya bizi bekliyordu, Oradaki tarihi köyü gezip fotoğrafladıktan sonra arabamıza binip, Yaprak hisar köyüne geldik, Çünkü vaktimiz çok dardı, hemen mersine dönüp akşam Mersin de olmalıydık. bu köyde çok muhteşemdi, dağın eteğine yaslanmış peri bacalarının önünden başlayıp melendiz çayının iki tafına kurulmuş medeniyet kokan şirin bir köydü. Belisırma ile Yaprak hisar arasındaki bölümü bir başka gezide fotoğraflarını çekmek için, geziyi yarıda kestik, zaten gezsemde fotoğraf makinam ancak 500 fotoğraf alıyordu hafızası yetmeyecekti.Bu köyün önemli yerlerini çekip 500 fotoğraf olunca,makinayı çantama koyup, sonra arabamıza atlayıp, dönüş yoluna çıktık, Akşam güneş battıktan sonra 19.30 gibi Mersine geldik.

O gece sabah olmadı, yorgun olduğum halde gece 02.30 gibi uyandım. Uyku tutmadı bir daha, hemen elbiselerimi giyip atölyenin yolunu tuttum. Atölyeye gelince, hemen bilgisayarı açıp, fotoğraf makinemdeki fotoğrafları bilgisayara aktardım, sabırsızlıkla dosyayı açtım, giderken çektiğim resimler muhteşem di, Fakat farkında olmadan fotoğraf makinemin ayarı bozulmuş, portre falan çekmek için yakın plan durumuna geçmiş, çektiğim bütün filimler puslu çıkmış bunları görünce içim burkuldu ama ne gelir elden deyip, oturup internetten indirdim resimleri, bu yüzden bu fotoğrafları çeken arkadaşlara teker teker teşekkür ediyorum hakkınızı helal edin. Sakın kızmayın, bilakis gurur duyun, çünkü çektiğiniz o fotoğraf bir ressam tarafından yağlı boya olarak ölümsüz bir eser haline gelecek. Tüm fotoğrafçılara sanata katkılarından dolayı binlerce teşekkürler...

IHLARA VADİSİ

Ihlara vadisi Yılda 150 -200 bin Yabancı turistlerin ziyaret ettiği Anadolu'nun en vahşi romantik köşesi olarak betimlediği Ressamlara Şairlere Yazarlara Bestecilere ilham veren bu muhteşem yer Ihlara Vadisi, Aksaray'ın 25 km güneydoğusunda ve Hasan Dağı'nın kuzeydoğusunda yer alıyor. Bu baş döndürücü güzellikteki vadi bir zamanlar dünya nimetlerinden elini-eteğini çekmiş keşişlerin mekânıymış asırlar önce. Şimdi benim İlham Perim oldu.
Volkanik bir dağ olan Hasan Dağı'nın püskürmesine neden olan tektonik hareketler ve lavlar Ihlara Vadisi'nin oluşmasını sağlamış.

Çökme sonucu oluşan kanyonun tabanını Melendiz Çayı oymuş ve kanyonun derinliği yer yer 150-200 metreye ulaşmış. Ihlara (Peristrema) Vadisi, Ihlara ve Selime köyleri arasında kuzeybatı-güneydoğu ekseninde 14 km boyunca uzanıyor. Geçmişte Peristrema olarak adlandırılan vadi şimdi güneydoğu ucundaki Ihlara kasabasının adıyla anılıyor. Peristrema Yunanca da her yanı kıvrımlı anlamına geliyor, Melendiz Çayı vadiyi boydan boya geçip 26 kıvrım çizerek akıyor, Peristrema adı da buradan geliyor. Ihlara ise Yunanca da ılık anlamına geliyor. Ihlara'nın devamındaki Ilısu'da da termal kaynaklar ve kayalara oyulmuş yerleşimler var.


Bölgenin uçsuz bucaksız vadilerinin saklanmak ve inzivaya çekilmek için uygun oluşu, üstelik vadiler de verimli tüf toprakların bulunması daha Hıristiyanlığın ilk yıllarında Kapadokya'ya keşiş akınını başlatmış. Pagan Romalıların baskısından kaçan Hıristiyanlar, kolayca işlenebilen, ancak havayla karşılaştığında sertleşen kayalara oydukları sığınaklarda gizlenmeye ve dinlerini yaymaya başlamış. Hıristiyanlığın serbest bırakılmasıyla birlikte Kapadokya'da yaşayan keşişlerin sayısı daha da artmış. Manastırlar ise Göreme, Ihlara, Soğanlı gibi vadiler de yoğunlaşmış.

Türkçe'de yalnızlar evi anlamına gelen manastır (monastiri) sözcüğü Yunanca monakhos (münzevilik) anlamındaki tek başına yaşamak fiilinden türemiş. Münzevi keşişler, tam anlamıyla tek başına yaşayan ıssız adamlardı. Ihlara vadisinde Bizans dönemine tarihlenen kayalara oyulmuş ve duvarları resimlerle süslü yüzden fazla kilise ve manastırla, on bine yakın kaya oyuğu var. Ancak bu kilise ve manastırlardan 15 kadarı gezilebiliyor. Ihlaralı gençlerle yaptığım sohbetten burasının Göreme kadar ilgi görmediğini ve gelen turistlerin çoğunun Ihlara Vadisi'ni gezmeden gittiğini öğrendim. Gerçekten de Göreme Vadisi, Kapadokya turizminin başkenti gibi, Ihlara ise turizmden yeterince nasibini alamıyor. Bunun en önemli nedeni kiliselerin Göreme gibi bir arada görülememesi. Göreme 1-2 saatte gezilebilirken, Ihlara Vadisi'ni gezmek için en azından bir gün gerekiyor.

IHLARA KİLİSELERİ

Ihlara Vadisi'ndeki kiliseler vadiyi boydan boya yürüyerek gezileceği gibi, arabayla birkaç noktaya vadiye giriş yapılarak da gezilebiliyor. Vadiye ilk giriş Ihlara Kasabası'nın içindeki müze kapısından yapılıyor. Vadi en güzel şekilde buradan seyrediliyor. Adeta bıçak gibi kesilmiş kaya duvarları, aşağıda gürül gürül akan Melendiz, köylülerin ekip biçtiği tarlalar ve şimdi bile ulaşılması güç noktalara oyulmuş kiliseler insanı hayretler içinde bırakıyor.


Buradaki 382 basamaklı merdivenle kanyonun içine iniliyor. Merdivenlerin bittiği yerde Ağaçaltı Kilisesi yer alıyor. Kilise, girişinde bulunan Danyal Peygamberi iki aslan arasında betimleyen bir resim nedeniyle Daniel Pantanossa Kilisesi olarakta anılıyor. Dökülen fresklerin altından çıkan geometrik bezemelerden kilisenin ilk olarak ikonakırıcı dönemde süslendiği anlaşılıyor. Daha sonra Ihlara tarzı fresklerle süslenmiş. Bu vadideki kiliseleri süsleyen ressamlar kendi tarzlarını da yaratmış. Ihlara Tarzı olarak bilinen ve yalnızca burada görülen resim tarzında birbirine yakın sahneler, bağımsız gruplar halinde çerçevelenmiş. Ihlara tarzının, diğer resim tarzlarından en belirgin farkı renklerinin canlı, figürlerinin ayrıntılı ve hareketli olması.


Vadinin diğer yakasına tahta köprülerle geçiliyor. İlk köprünün önünde kiliselerin yerini gösteren bir tabela da var. Patika yollarla kiliselerin yanına kadar gidilebiliyor. Sümbüllü, Yılanlı ve Karagedik Kilisesi vadinin bir tarafında, Pürenliseki ve Kokar Kilise diğer tarafında yer alıyor.
Vadinin içinden Belisırma yönüne doğru 300 metre kadar ilerlendiğinde Sümbüllü Manastırı'na ulaşılıyor. İki katlı manastırın dış cephesi de oyulmuş. Manastırın ana kilisesi giriş katında. Ana kilisenin freskleri arasında Selçuklu Sultanı 2. Mesud'un portresi de var. Bu resim, bölgeye Türkler hâkim olduktan sonra da Ihlara Vadisi'ndeki manastırların faaliyetini sürdürdüğünün kanıtı olarak görülüyor.

RESSAMLARA İLHAM VEREN KİLİSELERİ

Sümbüllü Manastırı'nın karşısın daki yamaçta da Yılanlı Kilise bulunuyor. Kadınlar manastırı olduğu sanılan kilise adını batı duvarındaki yılanların saldırısına uğramış dört çıplak günahkâr kadının resmedildiği bir freskten almış. Kilisenin Ihlara tarzında yapılmış freskleri II. yüzyılın başına tarihleniyor. Kilisedeki son akşam yemeği sahnesinde şeytanın da yer alması ressamın apokrif (doğruluğu kabul edilmeyen) İncil'lerin etkisinde kalmasına bağlanıyor. Böyle resimlere Kapadokya'da sıkça rastlanıyor. İncil'de çok fazla söz edilmeyen İsa'nın çocukluğuna sahnelerin, başta James'in Kitabı olarak adlandırılan apokrif İncil olmak üzere kilise tarafından kabul edilmeyen İncil'lere dayandırılarak anlatıldığı biliniyor.


Tekrar köprünün başına gelip vadinin Ihlara kasabası yönüne doğru ilerlendiğinde Ihlara tarzı fresklerle süslü Pürenli Seki ve Kokar Kilise'ye ulaşılıyor. Bu civarda Karanlık Kale Manastırı gibi başka kiliselerde var, Ancak bir tabelası yok bunların, binlerce kaya oyuğunun bulunduğu vadide tarifle yol bulmanın olanağı da yok. Görevlilere diğer kiliselerin tabelası niçin yok diye sordum, kimse gezmediği için koymuyorlar dedi. Koymazsanız nasıl gezsin insanla? Zihniyete bakar mısınız, buradan topladıkları parayı nereye harcıyorlar merak ediyorum?
Aslında vadinin içinden de yürünerek Belisırma'ya gitmek olanaklı ama çok uzun sürebilir.

Üstelik Melendiz bahar ve kış aylarında patika yolları kaplayıp geçit vermeyebiliyor, o nedenle geri dönüp, arabayla Belisırma'ya gitmek en mantıklısı. Araç yoluyla Belisırma'ya doğru inerken karşınıza bir tabela çıkıyor; Direkli Kilise. Burası kayalara oyulmuş iki katlı ve on iki odalı bir manastır. Kilise oyulurken içinde büyük sütunlar yapıldığı için Direkli Kilise denilmiş. Direkli Kilise'nin 50 metre ilerisinde Bahattin Samanlığı Kilisesi yer alıyor. 1950'li yıllara samanlık olarak kullanılan kilise sahibinin adıyla anılıyor, 10. yüzyıla tarihlenen fresklerinde İsa'nın yaşamı Ihlara tarzında yapılmış fresklerle anlatılıyor.

BÜYÜLEYİCİ GÜZELLİK: BELİSIRMA

Tekrar anayola dönüp vadinin inildiğinde Belisırma köyüne giriliyor. Vadinin tam merkezinde yer alan Belisırma köyü el değmemiş dokusuyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Melendiz çayı üzerindeki köprüden karşıya geçip, köyün üstündeki tepeye tırmandığınızda Ala Kilise'nin bulunduğu yamaca geliniyor. Ihlara Vadisi'ndeki en geniş ve büyük kilise olan Ala Kilise de bir manastır kilisesi. Kilisenin yanında bir bezirhane var, içinde taş mengene, havuz, fırın ve büyük bir ahşap pres de görülüyor. Eskiden keten ve ızgın tohumları ezilerek beziryağı üretilirmiş bu preslerde. Aydınlatmada kullanılan beziryağı gazyağının yaygınlaşmasıyla birlikte ticari değerini kaybetmiş.


Belisırma yakınlarında iki önemli kilise daha var. Bunlardan ilki Ihlara Vadisi'nin en yüksek noktasına inşa edilmiş Kırkdamaltı Kilisesi. Kilisedeki bir yazıtta Bizans İmparatoru 2. Andronikos Paleologos ve Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddin Mesud'un adları görülüyor, bu yüzden 1283-98 yılları arasında resimlendiği anlaşılıyor. Kilisenin bağışçısı Amirarzes Basileos karısı Thamar ile birlikte, kilisenin maketini yapının adandığı Aziz Georgios'a sunarken resmedilmiş. Karagedik Kilisesi ise kayalara oyulmuş onlarca kilisenin bulunduğu Ihlara Vadisi'nin tek duvar kilisesi. Belisırma'yla Yaprakhisar arasındaki Ziga kaplıcaları da bölgenin cazibe merkezlerinden biri. Yaprakhisar'da Belisırma gibi otantik ve güzel manzaralı bir köy.

Vadideki kiliselerin çoğu Ihlara ve Belisırma çevresinde yer alıyor. Yaprakhisar ve Selime'de de kilise kalıntılarıyla, peribacaları görülüyor. Hatta Selime Kalesi olarak bilinen 28 odalı manastır, Kapadokya'nın en büyük manastırlarından biri. Manastırın önündeki mezarlıkta Selçuklu yapısı olduğu bilinen Selime Hatun Türbesi var.
Yörede daha çok tahıla dayalı yemekler öne çıkıyor. Bamya çorbası, çiğleme ve çullama yöreye özgü yemekler arasında. Belisırma'daki çayın kıyısındaki lokantalarda burada tutulmuş balıklardan da yeme şansınız var.


=========================================

30 HAZİRAN 2009 SALI GÜNÜ IHLARADA BULUŞALIM.

RESSAM BİLAL GENİŞ

105.nci KİŞİSEL

YAĞLI BOYA IHLARA VADİSİ RESİM SERGİSİ

30 Haziran 2009 Salı günü Saat 13.00 te 105.nci Ihlara Vadisi Yağlı Boya Resim Sergimin açılış kokyeline beklerim..

Saygılarımla

Ressam Şair Yazar

Bilal Geniş
=========================================

Hiç yorum yok: